Kıdem ve ihbar tazminatı çalışan insan için bir haktır. Günümüzde işverenlerin çalışanın bu hakkını öderken vadelere yaydığını veya çek yada senetle ödediğini görmekteyiz. Yapılan bu uygulama doğrumudur? Bu yazımızda bu konuyu ele alacağız.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. maddesinde İş Sözleşmesine yer verilmiştir. Bu kanunda belirtilen İş Sözleşmesinin feshedilmesi halinde işçinin iş görme ve işverenin de ücret ödeme yükümlülüğü sona ermektedir. İş sözleşmesinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ve parayla ölçülmesi mümkün menfaatlerin tam olarak ödenmesi zorunludur.
Yazımın başlığını oluşturan Kıdem tazminatı, 4857 sayılı Kanunda belirtilen İş sözleşmesinin yine aynı kanunda belirtilen nedenlerden birine istinaden sona ermesi halinde ödenebilmektedir. Çalışan işçinin kendi rızasıyla istifa ederek işten ayrılması, başka bir anlatımla iş akdini fesh etmesi halinde kıdem tazminatı istemesi veya alması söz konusu değildir. Kıdem tazminatının ödenmesi fesih nedenine ve çalışılan süreye göre değişiklik göstermektedir. Ancak, kıdem tazminatı bazı nedenlerden dolayı ödenmesi gereken zamanda ödenmemekte veya ödenememektedir. Kıdem tazminatının ödenmesinin ertelenmesi veya geciktirilmesi halinde faiz hesaplanması yine İş Kanunu’nda özel olarak belirtilmiştir. Böyle durumların İş mahkemelerine gelmesi halinde mahkemece faize hükmedilmektedir. Mahkemece, ihbar ve diğer işçilik hakları için temerrüt tarihinden veya (temerrüdün ispat edilememesi halinde) davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faiz uygulatılmaktadır. Bu faiz oranı ise kıdem tazminatı için akdin feshinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz olarak belirlenmektedir.
İşçi ve işverenin uzlaşmaları durumunda, kıdem ve ihbar tazminatının çek veya senetle taksitler halinde ödenmesi imkanı da vardır. Kıdem tazminatının taksitlendirilerek ödenmesi halinde, gecikme faizleri ödeme tarihleri dikkate alınarak hesaplanır. Yargıtay'ın verdiği karara göre işçi taksitler halinde ödenen kıdem tazminatı için geçmiş günler faizi isteyebilir. Ancak, bu istemde bulunabilmek için ödemelerin ihtirazi (çekince) kayıt konularak alınmış olması gerekir. Yargıtay bir kararında (Yargıtay 9. H.D. E.1988/552,K. 1988/2731,T.8.3.1988) kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi durumunda ihtirazi kayıtla alınan kısımlar için iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren faiz istenebileceğini hükme bağlamıştır.
Yargıtay, kıdem tazminatının geç ödenmesi nedeniyle faiz talebine ilişkin davalarda, Borçlar Kanunu'nun 113. maddesi uyarınca asıl borç ödeme ile sona ermiş olduğunda, önceden işleyen faizleri talep hakkı saklı tutulmamış ise bu faizlerin istenemeyeceğini kabul etmiştir. Yargıtay'ın bir kararında (Yargıtay 9. HD. E.2004/100, K.2004/8521, T. 15.4.2004) ibranamede vadeli de olsa çek ile ödemeyi kabul ederek faiz talebinden vazgeçmesinin geçerli olduğu, üç ay sonra faiz talep hakkından vazgeçme iradesini geri almasının Borçlar Kanunu’nun 113/2. maddesi uyarınca faiz istenme hakkını saklı tutma olarak nitelendirilemeyeceği, kıdem tazminatı hakkı doğduktan yani fesihten sonra verilen ibranamenin geçerli sayılacağını belirtilmiştir.
Çalışan insanın hakkı olan kıdem ve ihbar tazminatını ihtilafa düşmeden işverenden alması elbette arzu edilen bir durumdur. İşverenlerinde işçi ile sorun yaşamaması ve konunun mahkemelere taşınmaması için yukarıda açıkladığımız hususları dikkate almaları yararlı olacaktır.
İhtilafsız günler diliyorum.
İRFAN ARABACI
|